26 Mayıs 2010 Çarşamba

İade-i İtibar

Daum'un lig maçlarında yenilmeme olayını seriye bağlamasıyla birlikte düşünmeye başladım: "Acaba en son ne zaman lig sonuna doğru bu kadar uzun süre mağlubiyet görmedik?" diye. Şu saatte üşenmedim, tek tek çıkarttım hepsini. Efsane şampiyonluk sezonu olan 88-89'da üstüste kaybedilmeyen 26 (+1 hükmen galibiyet=27) maçtan sonra ligin sonuna kadar en uzun süre maç kaybetmeyen teknik direktör 2001-2002 performansı ile Werner Lorant olmuştur. Kendileri, ligin 20. haftasında oynanan ve 3-2 kaybedilen Ankaragücü maçından sonra tamı tamına 14 maç üstüste kaybetmeyerek son 21 yıldaki en iyi sezon sonu performansını göstermiştir.

Tabi o 14 maç içinde 12 galibiyetin dışında kalan Malatyaspor ve Gençlerbirliği beraberlikleri şampiyonluğun kaçmasına neden olmuştur. Bunun haricinde Fenerbahçe ile çıktığı 17 lig maçında 13 galibiyet 2 beraberlik 2 mağlubiyet alarak şampiyon olamamasına rağmen bir sonraki sezona kendisi ile başlanmıştır. Bu noktayı belirtirken de yaklaşık 2 haftadır "Aziz Yıldırım şampiyon olamayan hoca ile yeni sezonda devam etmez" diyerek araştırmadan kafa ütüleyen sayın Mehmet Demirkol'a da selamlarımı iletiyorum.

Lorant deyince nedense biz Fenerbahçeliler'in suratı limon yemiş gibi buruşuyor. İyi de kardeşim, o zamanki takım çok mu iyidi? İleri uçta aynı mevkide oynayacak rahat 5 adam sayarken, takımın doğru düzgün ne bir defans oyuncusu vardı, ne de defans kurgusu. Şampiyonlar Ligi'nde sıfır çekmemizin sebebi de hücumun yetersizliği değil, defansımızın kötü olmasıydı. Tabi bu sorunu çok iyi (!) gören Aziz Başkan da, hali hazırda Revivo, Rapajc, Ceyhun, Yusuf gibi oyuncuların olduğu takıma bir de bir ton para ödeyerek Ortega'yı da eklemişti. Takımın defans yükü yaşlanmış Ogün'e, o aralar sürekli kart gören Fatih'e, eski günlerini mumla aratan Mustafa Doğan'a ve tabi henüz Daum ile tanışıp mutasyon geçirmemiş Ümit Özat'a kalınca haliyle takım çöktü. Arada Johnson birşeyler yapmaya uğraşıyordu, lakin tek başına da bir yere kadar. Lorant'ı kovdular, sonrasında Oğuz'u da. O takıma isterse Mourinho'yu getirselerdi, o bile toparlayamazdı!

Buradan, en azından kendi adıma Werner Lorant'ı zamanında takımın şampiyonluktan olmasından ve genel anlamda kötü gidişinden dolayı sorumlu tuttuğum için özür diliyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...